Aydın’da arıtma faciası
GÜNDEMHalk yanlış bilgilendiriliyor, arıtmalar ömrünü çoktan tamamlamış.
Son olarak Didim'de AK Parti MKYK Üyesi ve Genel Başkan Vekili Yardımcısı Umut Tuncer tarafından Didim sahillerinde yapılan açıklama sonrası, Aydın'ın içinde bulunduğu çevre ve halk sağlığı tehdidi yeniden tartılmaya açıldı.
Umut Tuncer yerinde ve görüntülü olarak Didim'deki arıtma tesislerinden denize salınan sulardaki kirliliği yayınlamıştı. Ardından Aydın BŞB’den yapılan açıklamada Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen temiz raporu yayınlanmıştı. Bunun üzerine çalışma ve araştırmalarını derinleştiren Aydın Şafak Gazetesi ekibi, çok ilginç bilgi ve iddialara ulaştı.
ARITMALAR ÖMRÜNÜ ÇOKTAN TAMAMLADI
Aydın'a bağlı Didim-Kuşadası ve Efeler İlçesi arıtma tesislerinin gerektiği şekilde çalışmadığı sıkça haberlere konu olur ve halk tarafından dile getirilirken, haberimiz altına yapılan bir yorumda Söke'deki arıtma tesisinin de dört yıldır çalışmadığı öne süürüldü.
Yorum yoluyla ihbarı yapan vatandaşlar, buna gerekçe olarak elektrik ücretlerinin çok yüksek olduğu gerekçesiyle tesiislerin çalıştırılmadığını ileri sürdüler. Bunun yanında nüfusu 300 bini geçen Efeler İlçesi Arıtma Tesisleri yeniden gündeme oturdu.
Bilindiği gibi tesisler Hüseyin Aksu döneminde yapılmıştı. Ortalama 110 bin kişiye azami 130 bin kişiye hizmet verecek tesislere geçen zaman içerisinde yatırım yapılmayışı nedeniyle toplanan atık suların yeterli arıtması yapılmadan deterjan ve kokularla dezenfekte edilip, Menderes nehrine ve kanallara verildiği öne sürülüyor.
Bunun yanında İlhami Ortekin döneminde başlatılan ayrı bir arıtma tesisi projesi bulunuyordu.
Işıklı mahallesinde, doğal yaşam alanı diye lanse edilip bir türlü hayata geçirilemeyen bölgede yapımı planlanan yeni arıtma tesisleriyle ilgili tüm projelerin bakanlıkca onaylandığı, buna rağmen yaklaşık on yılı aşan süreçte bu arıtmanın yapılmadığı ve kamu zararı olduğu belirtiliyor.
Aydın BŞB’nin ise geçmişte kendi kaynakları yetersiz olduğu için DSİ ile yapılan anlaşma çerçevesinde bu arıtmanın DSİ tarafından yapılacağını belirterek, topu her zaman olduğu gibi yine başkalarının üzerine attığı da gelen bilgiler arasında yer alıyor.
Bununla birlikte arıtma tesislerinin yapılması gereken alanda Çerçioğlu ailesine ait yüzlerce dönüm arazi bulunduğu, çok sayıda habere konu olmuştu. Daha sonra ise ADÜ Ziraat Fakültesi civarlarında Cin Cin Mahallesi yakınlarında arıtma tesisleri yapımının gündeme geldiği fakat süreç içerisinde bu projeden de ses seda çıkmaması, akıllarda soru işaretleri bırakıyor.
KUŞADASI ARITMA TESİSİ BAŞTAN ÖLÜ PROJEYDİ
Konuyla ilgili uzmanlardan alınan görüşlere göre Esat Altungün döneminde yapılan Kuşadası Arıtma Tesisleri de, baştan ölü yatırım olarak kayıtlara geçti. Projenin ilk yapıldığında ilçe nüfusunun ihtiyaçlarını zaten karşılayamayacağı açık iken şu an Türkiye'de pek çok ilden büyük olan ilçenin ihtiyaçlarını karşılayamayacağının da, ayrıca altı çiziliyor.
Tüm bunların yanında Kuşadası arıtma Tesisleri'nin sıfır kod yerine yaaklaşık 43 metre yukarıya yapılmasının ayrıca enerji maliyetlerini yükselttiği ve planlı şekilde yapılsa sadece elektirik maliyetleri ile bir kaç yılda yeni arıtma tesisinin yapılabileceği ifade ediliyor.
DİDİM ARITMA DA AYNI DURUMDA
Dr. Umut Tuncer'in gündeme getirmesi ardından yeniden alevlenen arıtma tesisleri tartışmasında, Didim ayrıca yer tutuyor. Oradaki geçmişte yapılan arıtma tesislerinin de yaklaşık 60-70 bin kişiye anca hizmet verebilme kapasitesine sahip olduğu belirtilirken, yine Kuşadası gibi Türkiye'de pek çok şehirden büyük hale gelen ilçenin ihtiyaçlarını karşılamasının, mümkün olmadığının altı çiziliyor.
TAHLİLLER HAKKINDA VAHİM İDDİALAR
Öte yandan Aydın BŞB raporların temiz olduğunu uzmanlar ise bunun mümkün olamayacağı iddialarında ısrar ederken, yapılan araştırmalarda çok ağır iddialar gündeme geliyor.
İddialara göre tahlillerle görevli olan kurum, Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü. Burada Aydın BŞB ile yakın ilişkileri gündeme getirilen, bazı üst düzey görevliler bulunuyor. Bu görevliler yine iddialara göre arıtma tesislerinin bulunduğu ve şikayetlere konu bölgelerden değil, başka yörelerden numune alınmasını sağlıyor. Bazen sıkıntılı durumlar olursa hemen numuneler değiştiriliyor. Bu numunelerin tahlilleri ise Aydın'da üç özel firma tarafından yapılıyor. Bu firmaların da bir şekilde ilişkiye girilerek bağlandığı ve tahlilerde BŞB’nin istediği şekilde raporlar verildiği, bu yapılanma ve sürecin ortaya çıkmaması için arada ufak tefek olumsuz raporlar hazırlandığı da, ileri sürülen görüşler arasında yer alıyor.
MÜFETTİŞ DAHA ÖNCE TESPİT ETTİ İDDİASI
Diğer taraftan yapılan araştırmalarda, yıllar öncesinde Kuşadası ilçesinde bu durumun tespit edildiği iddialar arasında yer alıyor. Yine böyle bir durumda tahlillerin temiz çıkması üzerine şikayetin yinelendiği, gelen müfettişin tarafsız bir laboratuarda yaptırılan incelem sonucu kirliliği tespit ettiği belirtiliyor.
Aynı müfettişin hazırladığı rapor ile tek sorumlu Aydın BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu'nu gösterdiği ve gereğinin yapılıp yargılanması için dosyayı Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği iddia ediliyor. Dosyanın akıbeti ise, üzerinden yıllar geçmesine rağmen bilinmiyor.
İlgili yasalara göre arıtmalardan çıkan suyun yüzme suyu kalitesinde olması gerekiyor. Bu kalite sağlanmadığı takdirde Belediye başkanları ve diğer ilgili bürokratlar sorumlu tutuluyor. Çünkü halktan tahsil edilen faturalarda arıtma tesislerinin yapımı ve geliştirilmesi, bu yolla çevre ve halk sağlığının korunması amaçlanıyor. O halde şu soru akıllara geliyor; “Bu kaynaklar arıtma tesislerinin bakımı, geliştirilmesi ve yeni arıtma yatırımlar için kullanılmıyorsa nereye gidiyor?”
YİNE ADAMIN ADAMINI BULMA SÜRECİ Mİ?
Aydın Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ndeki bazı üst düzey görevliler arasındaki bağlara yönelik iddiaların benzerleri, Aydın BŞB Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen hakkında süren soruşturmalarda da gündeme gelmişti.
Evrakta sahtecilik şikayeti üzerine Aydın Valiliği tarafından atanan iki muhakkik dosyayı şikayetçisini dinlemeden, şikayete konu deliller toplanmadan kapatmıştı. Bunun üzerine olayın Danıştay'a taşınması sonrası, dosya yeniden açılmıştı. Bu kez de atanan muhakkik 30 gün artı 15 günlük süreçte soruşturmay tamamlamamış, istenilen delilleri tam toplamamıştı. Sürekli izne ayrılarak dosyayı yaklaşık beş aylık zamana yaymıştı.
Bu süreçte de yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda bağlantı kurulan isimler üzerinden Hakan Olkaç ile Ertuğrul Yamen'in asaletlerinin onanması için süre kazanılmıştı.
Olayların bakanlıkta duyulması ve yapılan delilli müracaatlar sonrası Bakan Murat Kurum'un adeta skandal boyutta Hakan Olkaç'ın iki kez zincirleme şekilde görevi kullanmaktan bir yıl üzeri ceza aldığı ve memuriyetten ihracı gerektiği, Ertuğrul Yamen hakkındaki soruşturmadan da haberdar edilmediği ortaya çıkmıştı.
Arıtma tesislerindeki tahlillerin nasıl temiz çıktığı sorusunun yanıtının da, bu yöntemlerde saklı olduğu kaydediliyor.
ÇERÇİOĞLU'NUN ESKİ DANIŞMANI DR. ERKAN KARAARSLAN NE DEMİŞTİ? Aydın Şafak Gaazetesi yazarı ve Özlem Çerçioğlu'nun eski Danışmanı Dr. Erkan Karaarslan, konuyla ilgili makalesinde tahlillerdeki ayak oyunları iddialarına şu satırlarla dikkat çekmişti; “Konunun uzmanı olan herkesçe bilinmektedir ki, atık su arıtma tesisleri göstermelik, halkta oluşacak tepkileri giderme amaçlı çalıştırılan tesisler haline gelmiştir. Bağımsız kuruluşlarca tesisten çıkan arıtma suyu ölçülmüş olsa ülkemizde ki tesislerin önemli bir kısmının kapatılmış olması gerekecektir.”
İşte Dr. Erkan Karaarslan'ın konuyla ilgili o yazısı;
https://www.aydinsafak.com/haber/atik-yonetimi-7227
İlginizi Çekebilir