CHP Genel Merkezi’ne uyarı
METİN CANCumhuriyet Halk Partisi, dünyadaki çok partili sistemler arasında en köklü ve gelenekleri en eski olan siyasi yapılardan biridir. Pek çok parti gelip geçer fakat CHP dalgalansa da asla Türk siyasi yaşamının baş aktörlerinden biri olarak her zaman en ön saftadır.
Başkanlık Sistemi dense de tüm devlet gücüne rağmen çok kısa sürede çöken bir çatışmasında, yeniden başa güreşmeye başladı. Burada her ne kadar iktidar baskısı altında kalsa da, asıl tehdit dışarıda değil içeride. Rejim çatışmasını fırsat bilip her türlü gayri ahlakilik, gayri hukukilik ve çok ağır derecede yolsuzluklara bulaşmış bazı yapılar, partiyi içten içe kemirmekte.
Dışarıdan gelen baskılara halk destekli karşı koyabilirsiniz...
Ya içerideki çürümüşlük dillere destan olmuşsa buna nasıl mazeret bulacaksınız?
Buna ilk örnek Aydın...
Türkiye’deki tüm belediyeleri toplayın, Aydın kadar şaibeli ve hakkında yolsuzluk dosyası bulunana rastlayamazsınız... Yıllardır yazdığımız bir gerçeklik, iyiden iyiye kabul görmeye başladı. Çerçioğlu Ailesi ve değişik zaman dilimlerinde değişik kişi ve gruplardan oluşturdukları yapılanmaları, Kuvva-ı Milliyye şehri Aydın'da Devletin adabı, Milletin ahlakını bozan bir numaralı tehdit haline geldi.
CHP’yi kalkan yapıyorlar, şehri babalarının malı gibi adeta talan ediyorlar. Fakat Ekrem İmamoğlu olayında olduğu gibi partileri zor günler geçirdiğinde, Sevimli Hayalet Casper gibi ailecek kayıplara karışıyorlar. Bir yandan da iktidara örtülü mesajlarla, “Biz de sizdeniz” mealinde mesajlar yollamayı ihmal etmiyorlar.
Pek çok vatansever ve dürüst bireylerin yer aldığı CHP içinde Çerçioğlu Ailesi ve yapılanmaları, sosyolojik tanımıyla Mafyalaşmış Burjuva Faşizmi tarzını sadece Aydın'da muhkim kılmakla kalmadılar, özellikle Kılıçdaroğlu döneminde neredeyse tüm parti içine yaydılar.
Yöntemleri basitti...
Hesapta kendileri CHP’li bir aile idi. İş oy tahviline gelince aileleri her nasılsa DYP kökenli oluverdi. Babaları da MHP’li kesildi.
Bürokratik yapılanmalarını kendilerini AK Parti ve MHP’li tanıtan, dönüştürdükleri isimlerden kurdular. Buna Lucifer Efect yani Şeytan Etkisi denir. Kitabı dahi vardır...Özellikle Ercan okusun...
İyi bir insanın nasıl bir kötülük yumağına dönüşmesi veya dönüştürülmesini anlatır. Tam bir deneysel psikoloji çalışmasıdır. Adeta Çerçioğlu Ailesi ve şurekasını tanımlamaktadır.
İşte kimine koltuk, kiminin yakınlarına istihdam sağlama, kimilerine imar, kimilerine ihaleler üzerinden temin edilen çıkarlar yoluyla bürokrasi ve belediye meclisi adeta soyulup sosis gibi tık çıkmayan bir papatyalar derneğine evrildi.
Aynı yöntem Adli ve Mülki iş birlikçiler için uygulandı.
Dosyalar kapatıldı, kapatılamayanlar ötelendi veya örselendi. Kısaca ya zamanaşımına oynadılar ya 30-40 yıl ceza alması gerekenleri hükmün açıklanması gibi bir kanun maddesiyle bildiğiniz cezadan kurtardılar.
Ruhu ve vicdanı satılık, üzerlerindeki devlet görevlisi etiketini kendi şahsi çıkarları adına kullanmaktan çekinmeyen ahlak yoksunları, bu harami sofrasından güçleri oranında pay aldılar.
Yetmedi... Medya ve sosyal medya yoluyla konuşan herkes itibarsızlaştırılmaya çalışıldı.
Hedef almalar sadece kişilerle sınırlı kalmadı.
Onların eş ve çocukları da Çerçioğlu ailesinin sosyal soykırımından nasiplerini aldı.
O da yetmedi, taş döşeme işçisi ve sekreterinin eşi Ozan Çavuşoğlu üzerinden kurulan hükümlüler mangasıyla, çok sayıda yasa dışı izleme, dinleme ve saldırı eylemleri gerçekleştirildi. Peki o taş döşeme işçisi bu işlerden nasıl mı yolunu buluyor? Malikaneler ve yüzlerce milyon olduğu öne sürülen varlık sahibi?
Siz AK Parti - CHP diye kahvelerde bir birinizi yerken, onlar etinizden, sütünüzden, yününüzden ne varsa sebeplendiler farkında mısınız aptal yerine koyulan ahali... MASAK zaten kendileri ve aileleri üzerinde bir araştırma yaparsa, hepsi dökülür ortaya. O zaman anlarsınız cebinde sigara parası olmayan taş döşeme işçisi nasıl 150 milyonluk malikanede oturuyor, her gece lüks mekanlarda geziyor...
Bunlardan da çok var Aydın BŞB de. Hepsi yerli ve milli Çerçioğlu Ailesi üretimi...
İş bu noktadayken başta CHP’liler tüm Aydınlılara soruyorum;
Farkında mısınız üç yaşında kız çocuğuna işkence ve annesinin pavyona satılması iddiaları gibi ispatlandığı takdirde insanlık suçları dahil her gün ayrı bir yolsuzluk, gayri ahlakilik, zulüm haberleriyle uyanıyoruz.
Her yeni gün bu kadar da olmaz dediğimiz ne varsa Aydın BŞB ve yapılanmaları sayesinde hepsini yaşıyoruz.
Dediğimiz gibi tüm delillere, tüm suçüstü tespitlere rağmen dosyalar devlet katmanlarındaki ahlâkı yitikler yüzünden ya kapatıldı, ya ötelendi ya da örselendi.
Örneğin bir logar kapağı çalan anında tutuklanırken bunlar günümüz rakamlarıyla on milyarlarca lirayı buharlaştırdılar, ellerini kollarını sallaya sallaya gezdiler.
Günümüz rakamlarıyla bir buçuk milyar liraya yaklaşan (Eski para katrilyon) Aydın Tekstil Park restorasyonu sırasında yüz milyonluk hurda ve makinelerin aile şirketine gittiği haber oldu, gık bile diyemediler.
Bulmuşlar bir ruhu satılık, kılıfı şöyle uydurmuşlar;
“Efendim yüklenici frmaya devir yapılırken elde liste yoktu, o yüzden olup olmadığı tespit edilemedi...” Tespit edildi de giden iş birlikçileri İl Eski Emniyet Müdürü Salih Suat Ekici tarafından dosyanın sümenaltı edildiği dillere pelesenk oldu.
Bu rezilliklerin, soygunların hangi birini yazayım hangi birini sayayım...
Bu kepazeliklerse konserler, yerel ve ulusal medyada satın alınanlar üzerinden örtülmeye çalışıldı. Millet hem donuna kadar soyuldu, hem de konserlerde bir birlerini boyadılar, bir kaç bedava fide için bir birlerine çullandılar. Şimdi bunlara aptal mısınız kardeşim desem, hepsi ayağa kalkarlar ama bu yaşadıkları gerçekliği değiştirmez...
GÖLGEDEKİ BARON VE SİNDİRELLA KILIĞINDAKİ VAMPİRELLA
Günümüzde herkesin iyice kanıksadığı şekilde asli patronun Ercan Çerçioğlu olduğu defalarca yazılıp çizilen bu soygun tiyatrosunda Özlem Çerçioğlu, sürekli Pamuk Prenses rolündeydi. Öyle pozlara büründü ki görseniz hiç bir şeyden habersiz, masum Sindirella.
Paçayı kaptırdığınız andaysa tek gerçeklikle yüzleşiyorsunuz;
Algısal yönden Sindirella zannettiğiniz Özlem Hanım'ın içinden çıkan ruh, bildiğiniz Vampirella. Gün geldi mızrak çuvala sığmaz oldu. Mükerrer ihalelerle asfalttan Aydın Tekstile, klordan hayali ihalalerle temizliklere, yüzlerce dosya halı altında birikti birikti birikti, Aydın BŞB’deki yolsuzluk ve diğer suça yönelik eylemler, uçan halı gibi havalarda uçmaya başladı.
CHP Genel Merkezi süreç gereği ağır aksak da olsa Çerçioğlu ailesi ve yapılanmasına, ufaktan ufaktan artık yoksunuz mesajı verdi. Belli ki gelenin onlar da farkında... Gelen tsunami misali dosyalarda öyle şeyler öyle rezillikler ortaya çıkacak ki, “E İktidar da aynılarını yapmıştı” deme mazeretine bile sığınılamayacak.
Aydın var ya adı Aydın kenti bahtsız şehir, işgal altında olsa bu kadar yağmalanmazdı diyeceksiniz... Zaten çoğu bir birini satacak...Şu anda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nu okuyorlar. Az daha sıkıştırsak avukat-hakim-savcı kadar bilgi sahibi olacaklar.
Bu arada aramızda kalsın suçlarını biliyorlar fakat dosyaların içeriğine ulaşamadıkları için adliyedeki temizlikçilere kadar araya adam sokmaya çalışıyorlar...
Tövbe Estağfirullah… FETÖ’cü eski Başsavcı Ekrem Yiğit zamanında Adliye emrinizdeyken şimdi evrak görmek için odacılardan, kapıcılardan mı medet umuyorsunuz... Ay kıyamam sizlere. Ne hallere düştünüz böyle...
Şunu tarihe not düşelim;
İlla ki bu kadar satılmışın arasında, bir gün insanlık onuruna sahip vatan evlatları çıkacak, tüm delilleriyle gereğini yapacak... Çerçioğlu Ailesi ve yapılanmalarının durumu şu anda ikincci dünya savaşı Berlin kuşatması misali. Ne ettilerse onu çekiyorlar... Hani müttefikler Berlin kapılarına dayanmış, Hitler şu ordu şuraya, bu ordu buraya, hava kuvvetleri şuraya, savaş gemileri şu rotaya diye talimat yağdırıyordu ya, halleri aynen öyle. Kurdukları savunma mevzilerini teslim ettikleri Ak Parti artığı trol bozmaları, ahlakı bozuk işi gücü bırakmış sahte hesaplardan önüne gelene saldıran bürokratları da çare değil...
Kısaca medya, yani algı gücünü kaybettiler. Hem üzüntü hem de ibretle izliyorum hallerini. Örneğin iki yıllık teknikerlik diploması sahibi Özlem Çerçioğlu, paralı anketçilerine kendisini Cumhurbaşkanı adayı ilan ettiriyor. Sahte bile olsa o diploma dört yıllık olmak zorunda. Milletin aklıyla nasıl dalga geçtiklerini kendiniz görün. Aslında devlet içindeki gereğini yapmaya hazır vatan evlatlarına, gözdağı verme telaşıdır bu...
KURMAY ZEKALARIN KARŞISINA ÇÖL BEDEVİLERİYLE ÇIKMANIN FECİ SONUÇLARI
O trol ordusu zannettikleri zevat, üç günde hoptiyi zoptiyi kaybetti zaten. Çerçioğlu ailesinin kokuşmuş medya tayfası yazı tura onbaşısı bile değil. Çöl bedevileri gibi naralar atarak meydana indiler, iki şamar yedikten sonra zerzebil yüz geri ettiler.
Ercan Çerçioğlu'na bir tavsiyem...
Neden Ercan Çerçioğlu derseniz on milyarlarca liralık vurgun dosyalarının planlanmasında Özlem Çerçioğlu'nun bilgisi yetmez. O sadece masum Sindirella rolünü oynar. Şirket işleri babadan işlerin uzmanı Ercan Çerçioğlu'ndan sorulur. Bu da herkesçe bilinir. Özlem Çerçioğlu tepeden tırnağa talan ve yalan tiyatrosunun masum Sindirella rolünü oynayan, gerçeklikte ikinci kademe görevlisidir.
Burada eksik olan Devlet iradesidir.
Bu bakanlar ne işe yarar anlamadım... Aydın'a gelince hepsi üç maymunu oynuyor. Tüm açık delillere rağmen kapatılan dosyalar hakkında gereğini yapmayanlar halk deyimiyle sigaya çekilmez mi kardeşim. Gelen yiyip içip villasını, arabasını alıp, dünyalığını yapıp üzerine dosyaları kapatıp gidiyor. Arkasından, “Höyyy... Ne yapıyorsun Kandıralı” diye soran da yok...
Aydın tarihi yani binlerce yıldır demokrasi timsali bir şehrin Yunan işgalinden sonra gördüğü en büyük yıkım, zulüm ve talan yaşanırken, siz ne yapıyordunuz diye bunlara hesap sorulmaz mı?
Vurguluyorum, Aydın'da yaşananların siyaset ile hiç bir ilişkisi yok..
Saf kötülük haline gelmiş bir yapının, tüm şehri devlet içindeki menfaatçiler vasıtasıyla Siyasi Derebeyliğe dönüştürme sürecini yaşıyoruz. Bir aile kökten şehrin sahibi, insanlar da marabası... Kemal Sunal filmlerindeki ahalisiyle birlikte satılık bir köy mü burası?
İşte Çerçioğlu ailesinin bizlere reva gördüğü bu...
İnsanlık onuru adına bir grup ehl-i namus insanın verdiği asli mücadele de bu.
Yazacak çok rezillik var da, ciltler dolusu ansiklopedi olur.
Bence CHP Genel Merkezi artık uyanmalı... Sizin sloganınız, “Geliyor gelmekte olan”dı dimi... İşte tam o noktadasınız... Yok BŞB Başkanı falan filan mazeretlerine sığınırsanız, emin olun halka verecek cevabınız olmaz...
Toplumlar ve siyasi partiler arındıkça büyür...
Bence Çerçioğlu yapılanmasından bir an önce kurtulun, yarınlarda insanlara söyleyecek lafınız olsun...
Sözün sonunu yine canım, ciğerim, şehrimizin medar-ı iftiharı, ondan izin alınmadan insanların neredeyse tuvalete dahi gidemediği pek muhterem gölgedeki baronumuz Ercan Çerçioğlu ile noktalayalım... O babadan şaibeli servetler artık kurtarmaz sizi... Çünkü kibriniz o kadar büyüktü ki kurmay zekaların karşısına çöl bedevileriyle çıkmaya kalkıştınız... Eninde sonunda ailecek çöktüğünüzü zannettiğiniz bu şehirde Devlet ve gerçek adalet ile yüzleşeceksiniz... Sen de her daim şaibelerle dolu servet var da, insanlık erdemlerini bulamadık. Bunu da İmamoğlu eylemlerinde gördük... Gariban gençler yollarda biber gazı yer, tutuklanırken ne sen ne o Kerimcan Durmaz denen şahsın kankası oğulların neden meydanlarda yoktu acaba?
Böreğe gelince meydan sizin, küreğe gelince bedel garibin mi?
Yok öyle yağma... Güvenme güzelliğine bir sivilce, güvenme servetine bir kıvılcım yeter demişler...
İlginizi Çekebilir